Yazık oldu Adana’ya
Akıp gidiyor zaman geriye yıkımlar, öfke, kaygı, yozlaşma, kan gözyaşı ve sayısız kötülük bırakıp…
Kuduz bir virüs gibi yayılıyor dört bir yana çürüme. Şöyle bir etrafımıza bakıyoruz da zehir soluyoruz, zehir yiyoruz, zehir içiyoruz.
Pestisitler (tarım zehirleri) ekilip biçilen ürünlerde kullanılan toksit kimyasal maddeler. Havamız kirli, suyumuz kirli.
Bir beton sevdası içinde ağaçlara kıyıyoruz. Basit bir örnek verecek olursak, bu kent kurulduğu günden bu yana var olan Çamlıca arsalarında binalar yükseliyor şimdi. Adana’nın akciğerleriydi.
30 yılı aşkın süre önce dönemin Adana Belediye Başkanı Selahattin Çolak, burayı imara açtırmadığı için silahlı saldırıya uğramıştı.
Ne yazık ki çürümeden en çok yakınan CHP’nin meclis üyeleri de AKP’liler birlikte bu tarihi utanca onay verip ortak oldular.
TÜVTÜRK’ün üzerinde kurulu olduğu alan gitti elden. Toprak Koruma Kurulu’nun ‘’Tarım dışında başka bir amaç için kullanılamaz’’ dediği birinci sınıf tarım alanı resmen işgal edildi.
M1 alışveriş merkezinin üzerine kurulu olduğu alan da kırmızı killi toprak… Yani ülkenin en bereketli topraklarından biri ama bu alan yapılaşmaya açıldığında Fransız ortaklıydı ve Adana’nın düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Ocak’ta dalga geçer gibi törenle açılışı yapılmıştı.
O alanlar artık tarım alanı vasfını tamamen yitirdi.
Çukurova ilçesindeki yaklaşık 30 bin metrekarelik devasa alana da “Jurassic Park” kuruldu, halka kapatıldı, ücretli hale getirildi. Zaman içinde oradaki bütün dinozor maketleri çürüdü ve hala halka kapalı…
Bunun mimarı da CHP’nin en şaibeli belediye başkanlarından biri olan Soner Çetin idi…
Peki; ne oldu da Adana bereketli topraklarını kaybetti? Ne oldu da Avrupa’nın çöpü, zehri Adana’ya layık görüldü?
Yumurtalık gibi içinde dünya sulak alanları koruma kapsamında yerleri barındıran ilçede iki termik santral birden kuruldu. Tufanbeyli gibi yemyeşil ilçeye kömür santrali yapıldı?
Kozan’da yıllar önce baraj kapağı patladı, 10 işçi öldü beşinin cesedi hala kayıp ama bu işin sorumlularına ülkenin enerjisi, elektriği teslim edildi?
Bereketli topraklarımızla tarımın başkentiydik ama yoksulluğun başkenti olduk. Belki de bunun için her Adanalı olmasa da çok Adanalı yoksul doğdu, asker oldu ve ömrünün baharında göçüp gitti bu dünyadan.
Ülkede en çok şehit veren il Adana… O bayrak bayrak gelen tabutlar var ya hani, katarlanan al bayraklı tabutlar…
En yoksul semtlere, kenar mahallelere, sıvasız evlere düştü ateşler…
Şimdi uyuşturucunun, şiddetin, suçun, yoksulluğun, başkentine doğru yol alıyoruz koşar adım…
Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Yılmaz Güney, Muzaffer İzgü, Arif Keskiner ve nice değerimizle sanatın başkentinden, çetelerin başkentine doğru yol almak ne kadar acı değil mi?
Adana öyle kolay toparlanır mı? Zor, hem de çok zor!
Sonuç olarak yazık oldu Adana’ya!